De pijn van het leven op de Anatolische hoogvlakte

De verhalen beschrijven de pijn van het leven op de Anatolische hoogvlakte en doen denken aan die uit Mensenlandschappen van de grote Turkse dichter Nâzım Hikmet. De foto van Burhan Sönmez op de achterkant van De onschuldigen, in het Turks Masumlar (2011), roept opnieuw mijn verblijf in Kadıköy en de ontmoeting met de Turkse auteur […]

Anadolu yaylasındaki yaşamın ağrısı

Anadolu yaylasındaki yaşamın acısını anlatan bu öyküler, büyük Türk şairi Nâzım Hikmet’in İnsan Manzaraları’ndaki öyküleri anımsatıyor. Burhan Sönmez’in Masumlar (2011) kitabının arka yüzündeki fotoğraf, Kadıköy’de kaldığım zamanları ve Türk yazarla tanışmamı yeniden çağrıştırdı. Osmanlı cami ve hamamına yaptığım günlük yürüyüşler. Deniz kenarındaki kayalıklardaki vahşi kediler ve büyük sokak köpekleri. Suyun karşısında tarihi İstanbul şehrinin silüeti […]

KUMRU

Kumru… Üç yaşında. Kimsenin ilk göz ağrısı olmamış. Dünyanın ağrısını üç senelik gözlerinde taşıyor. Ülkenin ücra bir köşesinde değil, çok bilindik kalabalık şehirlerin birinde, varoş yokuşlarda, elektriği de suyu da olmayan bir evde, sakat bir teyzeyle büyümeye çalışıyor. Bu yaşında altı hala bağlanıyor. Gazete kağıtlarıyla! Alt bezi çok pahalı. Hayat ateş pahası! Üzerinde teyzesine ait […]

Madonna met bontjas

Sinds geruime tijd kom ik via de omweg van de Turkse literatuur terug naar mijn oude liefde, die van de Duitse romantische schrijvers: Goethe, Hölderlin, Eichendorff. Ik zie namelijk steeds meer verband tussen beide vormen van literatuur. De maatschappelijke betrokkenheid, de band met de natuur, de liefde en de grote weemoed. Toen ik onlangs voor […]

Kürk Mantolu Madonna

Bir süredir Türk edebiyatının dolambaçlı yollarından; eski aşkıma, Goethe, Hölderlin, Eichendorff, gibi Alman romantik yazarlara çıkıyor yolum. Bu iki edebiyat türü arasında giderek daha fazla bağlantı görüyorum : sosyal katılım, doğa ile bağ, sevgi ve yoğun bir efkâr. Geçenlerde Kürk Mantolu Madonna (1943) adlı romanın varlığından ilk haberdar olduğumda hemen kütüphanenin kitabın bulunduğu şubeye koştum. […]

Ezber Bozan Bayrampaşa’lı

Uykusuz Güvercin Nezir’e … 12 Eylül 1980’li yılların, günde 20-25 kişinin öldürüldüğü netameli günlerin hemen sonrasında, ülkemizde yaşanan o kirli ve boğucu havanın Mayıs ayında Belçika’ya Brüksel’e gelmiştim. Birkaç gün Brüksel’in kadınca ıslak sokaklarını, gizemli yerlerini, yürüyerek gezmeğe çıkmış üzerimdeki kalan tozu, pası atmağa çalışıyordum. Eşim;-biliyor musun Nihat, insan bulmakta zorlanacaksın demişti, ben de,Diyojen gibi […]

Memet…

Foto: Jan Van Gorp Aan de overkant ligt mijn land, vanuit Varna roep ik je toe, hoor je me? Memet! Memet! De Zwarte Zee stroomt maar door, dwaze heimwee, dwaze heimwee, mijn zoon, ik roep je, hoor je me? Memet! Memet! Mijn dagelijkse wandeling in de vroegere dierentuin toont mij dat onze stad een echte […]

Memet…

Foto: Jan Van Gorp Karşı yaka memleket, sesleniyorum Varna’dan, işitiyor musun? Memet! Memet! Karadeniz akıyor durmadan, deli hasret, deli hasret, oğlum, sana sesleniyorum, işitiyor musun? Memet! Memet! Eski hayvanat bahçesindeki günlük yürüyüşüm bana şehrimizin gerçek bir kozmopolit olduğunu gösteriyor. Artık düzenli olarak Arapça konuşan insanlarla tanışıyorum. İngiliz tarzında tasarlanmış güzel şehir parkında rahatlayan bu insanlarla […]

Şiirim sızlıyor dizelerde

Adım var benim Dünyada Gurbette Belçika’dayım Tek isimle dardayım Sığdırabilir miyim bir kimliğe Ve bir isme Her ulustan birer ismim varken Ah ! ki Şiirim sızlıyor dizelerde Yalnızlığın Yosun tutmuş bir kayanın Üzerine Martı çığlıklarının konmasıdır Bilirim Öfken de büyük olur Sevdan da Öfkeni dizginleyemediğin an Kaşların Çatılmış tüfek gibi durur Alnının orta yerinde Ve […]

Yaz gazeteci, yaz

Foto:Serge Demaere “Yaz lütfen” sözü bana büyük Türk sanatçı Selda Baǧcan’ı hatırlatıyor. Yaz gazeteci, yaz. Gazeteci yaz, yaz. Köyümüzdeki yolları ve eşeklerin nasıl geçemediğini yaz!” Bu sabah okuma yazma kurslarına yeniden başladık. Adını ders kitabımızdaki güzel isimlerden biri olan ‘Ufuk’ koyduğum, şimdilik tek öğrencimle mutfak masasında oturuyorum. Daha sonra diğer içeri giriyor ve sohbete başlıyoruz. […]