Kürk Mantolu Madonna
Nederlandse versie van dit artikel: Madonna met bontjas
Bir süredir Türk edebiyatının dolambaçlı yollarından; eski aşkıma, Goethe, Hölderlin, Eichendorff, gibi Alman romantik yazarlara çıkıyor yolum. Bu iki edebiyat türü arasında giderek daha fazla bağlantı görüyorum : sosyal katılım, doğa ile bağ, sevgi ve yoğun bir efkâr.
Geçenlerde Kürk Mantolu Madonna (1943) adlı romanın varlığından ilk haberdar olduğumda hemen kütüphanenin kitabın bulunduğu şubeye koştum. Ne de olsa Veen’in hemen altındaki karavanımıza doğru yola çıktık ve kitabı yanıma almak istedim. Ne de olsa, eserin üzerindeki melankoliyi ve yazıldığı güzel arkaik dili duymuştum. Ayrıca 1920’lerin başında babası tarafından sabun yapımını öğrenmek için Berlin’e gönderilen bir Türk gencinin hikayesi anlatılıyor romanda. Ama genç adam, sabun üretimini anlamak yerine kendini Alman dili ve edebiyatını incelemeye adamış ve Çek-Alman asıllı bir ressam bir kadına olan aşık olmuştur.
Bir süredir Türk edebiyatının dolambaçlı yollarından; eski aşkıma, Goethe, Hölderlin, Eichendorff, gibi Alman romantik yazarlara çıkıyor yolum. Bu iki edebiyat türü arasında giderek daha fazla bağlantı görüyorum : sosyal katılım, doğa ile bağ, sevgi ve yoğun bir efkâr.
Türk yazar Sabahattin Ali, Kürk Mantolu Madonna ile batılı bir roman yazıyor. Ana karakter Raif’ Bey’in ruhsal dünyasını nasıl bir incelikle derinleştiriyor! Ve bu adamın gençliğinde, kendini kürk bir mantoyla ölümsüzleştiren genç bayana olan büyük romantik aşkı! Raif Bey ölmek üzeredir ve anlatıcıya emanet ettiği bir defterle, uzun yıllardır ailesi ve çevresindekilerden kasvetli bir şekilde uzak durmasının nedenini açıklar. Bay Raif, genç bir adam olarak sadece birkaç ay süren büyük bir aşk yaşamıştı. Ancak ayrılıklarından bir süre sonra, kürk mantolu Madonna’dan artık hiçbir haber alamaz. Taa on yıl sonra, Ankara’da genç bir kızın eşlik ettiği bir hanımefendiden, Kürk Mantolu Madonna’nın suskunluğunun nedenini öğrenene kadar…
0 Yorum