KUMRU

Kumru… Üç yaşında. Kimsenin ilk göz ağrısı olmamış. Dünyanın ağrısını üç senelik gözlerinde taşıyor. Ülkenin ücra bir köşesinde değil, çok bilindik kalabalık şehirlerin birinde, varoş yokuşlarda, elektriği de suyu da olmayan bir evde, sakat bir teyzeyle büyümeye çalışıyor. Bu yaşında altı hala bağlanıyor. Gazete kağıtlarıyla! Alt bezi çok pahalı. Hayat ateş pahası! Üzerinde teyzesine ait […]

Madonna met bontjas

Sinds geruime tijd kom ik via de omweg van de Turkse literatuur terug naar mijn oude liefde, die van de Duitse romantische schrijvers: Goethe, Hölderlin, Eichendorff. Ik zie namelijk steeds meer verband tussen beide vormen van literatuur. De maatschappelijke betrokkenheid, de band met de natuur, de liefde en de grote weemoed. Toen ik onlangs voor […]

Kürk Mantolu Madonna

Bir süredir Türk edebiyatının dolambaçlı yollarından; eski aşkıma, Goethe, Hölderlin, Eichendorff, gibi Alman romantik yazarlara çıkıyor yolum. Bu iki edebiyat türü arasında giderek daha fazla bağlantı görüyorum : sosyal katılım, doğa ile bağ, sevgi ve yoğun bir efkâr. Geçenlerde Kürk Mantolu Madonna (1943) adlı romanın varlığından ilk haberdar olduğumda hemen kütüphanenin kitabın bulunduğu şubeye koştum. […]