Yanı başımızdaki kilise: Azize Meryem Kilisesi ve Kraliçe Meydanı
Brüksel’de Türk Toplumu’nun her zaman önünden geçtiği Place De La Reine Meydanındaki Azize Meryem Kilisesi ile tek bağımız oturduğumuz mahallede bulunuyor olması değil. Ne ilginçtir, İstanbul’daki Ayasofya’dan etkilenerek tasarlanmış olması da Türk Toplumunun tarihi, mimari kültürü ile de bağlantılı. Ressam ve Turist Rehberi Nevzat Çopur’un kaleminden Azize Meryem Kilisesi ve Kraliçe Meydanı…
Türk toplumunun yoğun olarak yaşadığı Brüksel’in Schaerbeek semtindeki Azize Meryem Kilisesi (Église Sainte-Marie) çok önemli bir eksen üzerine inşa edilmiş. Brüksel Kraliyet Saray’ı ile Laeken Kraliyet Saray’ının tam ortasında bulunan kilise, bu iki Saray arasındaki önemli sokakları birbirine bağlıyor. Kraliyet sokağı, Saraylar sokağı ve Kraliçe caddesi. (Rue Royale, rue des Palais, avenue de la Reine).
Belçika’nın özgürlüğüne kavuştuğu 1830 yılından itibaren, Belçika Kraliyet ailesi bu güzergâhı kullanmış ve hâlâ da kullanmaktadırlar.
19.Yüzyılda, Schaerbeek hâlâ kenar bir semtken, Azize Meryem kilisesinin yeri belirleniyor.
Belediye, kilisenin mimari projesi için bir yarışma başlatıyor ve yarışmayı, 25 yaşındaki genç mimar “Louis Van Overstraeten” kazanıyor.1845 yılında kilisenin yapımına başlanıyor.
Genç mimar kiliseyi, Ayasofya’dan esinlenerek inşa ediyor. Aynı zamanda kilise değişik stilleri bünyesinde barındırıyor. (Bizans, Roman ve Gotik) Mimaride değişik stillerin aynı yapı içerisinde kullanılmasına “Eklektik stil” de deniyor. Kilisenin inşaatı devam ederken 1849 yılında mimar Overstraeten koleraya yakalanarak, 31 yaşında hayata veda ediyor. Ve kilisenin inşaatının bitirilmesi için iki ayrı mimar “Louis Roelandt ve Gustave Hansotte devreye giriyor. Maddi imkansızlıklardan dolayı bir kaç kez kilisenin inşaatı durdurulsa da, 1860 yılında kilise hizmete açılıyor.
Birinci ve ikinci dünya savaşında, kilise zarar görmüyor ama ikinci dünya savaşında Almanlar mühimmat yapımında kullanmak için kilisenin çanına el koyuyorlar. 1966 yılında kilisenin zemininin oynak oluşundan , kilise göçme tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor ve bu yüzden kapatılıyor. Ta ki 1982 yılında restorasyon çalışmaları başlayıncaya kadar. 1985 yılında kubbesinde kullanılan yanıcı bir maddenin alev almasıyla kubbesi yanıyor. 1996 yılında kilise tekrar hizmete açılıyor. Şimdiki haliyle kilise, Romanyalılara ayin yapmaları için tahsis edilmiş durumda. Aynı zamanda cumartesi günleri ziyarete açık. Ayrıca kilisede konser ve resim sergileride düzenleniyor.
Kiliseyi çevreleyen meydanın isminin Kraliçe meydanı (Place de la Reine) denmesinin sebebi gelince; Belçika’nın ilk Kralı I. Léopold, ve o dönemde yaşamış olan son Fransız Kralı Louis Philippe’in kızı olan Louise Marie d’Orléans’ la 1832 yılında evleniyor. Louise Marie 20, Léopold 40 yaşında ve aralarındaki yaş farkı 20 yıl olmasına rağmen mutlu bir evlilik sürdürüyorlar ve bu evliliklerinden 3 çocukları dünyaya geliyor.
Belli bir süre sonra, Kraliçe önce kız kardeşini sonra abisini kaybediyor. Daha sonra da İngiltere’de sürgünde olan babasının ölümü, onu adeta yıkıyor. Üzüntüsünden hastalanarak 1850 yılında, Belçika’nın Ostende şehrinde, 38 yaşında, arkasında 3 çocuk ve bir eş bırakarak hayata gözlerini yumuyor. Onun ölümünden sonra, Schaerbeek’teki Azize Meryem Kilisesi (Eglise Sainte-Marie) Belçika’nın ilk Kraliçesine adanıyor ve kiliseyi çevreleyen meydanda, o tarihten sonra Kraliçe meydanı oluyor.
Her zaman önünden geçtiğimiz ve ismiyle tanıdığımız bu tarihi eser hakkında sizlere biraz bilgi aktarmak istedim.
Sağlıcakla kalın.
0 Comments