HEPİMİZ BİR GÜN KORONA OLACAĞIZ!
Foto: Pixabay
“Aslında virüsler, içine girdiği bedeni öldürmek istemiyorlar, korona virüsü de öyle. Virüs yaşamak istiyor, içine girdiği bedeni öldürürse kendi yaşamına da son vermiş olur. O yüzden virüsün amacı bizimle birlikte yaşamak.” Bu bilgiyi ilk duyduğumda, “tamam, bu virüs benim vücuduma gelecek ve biz onunla kardeş kardeş yaşacağız” mottosunu seçmiştim kendime. Tabii her seferinde de “ya öyle olmazsa!…”
“Aslında virüsler, içine girdiği bedeni öldürmek istemiyorlar, korona virüsü de öyle. Virüs yaşamak istiyor, içine girdiği bedeni öldürürse kendi yaşamına da son vermiş olur. O yüzden virüsün amacı bizimle birlikte yaşamak.” Bu bilgiyi ilk duyduğumda, “tamam, bu virüs benim vücuduma gelecek ve biz onunla kardeş kardeş yaşacağız” mottosunu seçmiştim kendime. Tabii her seferinde de “ya öyle olmazsa!..Hem sigara içen biriyim hem de zatürre geçirmişliğim var. Ya bu virüs, biz henüz birbirimizi tanımadan ve anlaşmadan beni bu zayıflıklarımdan vurursa” diye de korkmadım değil tabii… Yaşadığımız negatif olaylara pozitif bakmak her zaman iyidir ama bilime güvenen biri olarak bu virüse 6 gündür hastalanmadan yakalanmış olmamın bilimsel açıklaması, iki aşımı da yaklaşık 4 ay önce yaptırmış olmam diye düşünüyorum.
Hepimiz bir gün korona olacağız. Ne kadar geç olursak o kadar iyi
Yine korona salgının ilk günlerinde uzmanlar, “bu virüs herkese bulaşacak ama ne kadar geç bulaşırsa o kadar iyi” demişlerdi. Çünkü bu virüs ile ilgili bilgiler henüz yeterli değildi ve virüse karşı mücadelede kullanılacak yöntemlerin bulunması da zaman alacaktı. Bir de covid 19 son derece hızlı yayıldığı için zamanla da verilen bir mücadele vardı ortada.
Yani ne kadar geç bulaşırsa o kadar tedavi ya da virüsün yol açtığı hastalığı önleme şansı aratacaktı. Hastalığın ağır ilerlemesini önleme aşı ile mümkün oldu ve tedavi konusunda deneyim kazanıldı. Hatta şu günlerde covid 19’un hastalık etkisini azaltan molnupiravir isimli ilk ilaç da bulundu ve ilk onaylayan ülke de ingiltere oldu. Virologların ilk günlerde söylediği gibi Covid 19 tıpkı grip virüsü gibi alışılmış bir virüs olmaya doğru ilerliyor. Tabi Belçika’da 4. dalganın yaşandığı ve tüm dünyada da yeni covid dalgalarının aşılmaya çalışıldığı bu günlerde insanların kafası karışık ve olumlu gelişmelere inanma eğilimi de az malesef.
Aşının işe yaradığına dair göstergeler
Belçika’da 4. dalgayı yaşadığımız şu günlerde vaka sayıları Belçika’da en yüksek seviyelere ulaşan 2. dalgadakini aşmış olmasına rağmen, hastanede bakım altına alınan ve yoğun bakımda yatan sayısı 2. dalgadaki kadar çok değil. 20/11/2020’de ikinci dalga pik seviyesine ulaştığında yoğun bakımda yatan hasta sayısı 1500’e yaklaşmıştı. 21/11/2021’de 4. dalga salgın henüz pik seviyesine ulşamamakla birlikte, yoğun bakımda yatan hasta sayısı 600 civarında. 4. Dalganın pik seviyesi ise kasım sonu aralık başında bekleniyor. Bu süre içinde 1500’e ulaşması da pek muhtemel değil. Yani virüse karşı bulunan aşılar etkili oldu. Aşılarla ilgili ne tartışılırsa tarşılsın, etkili olduğu sadece bu rakamla bile ortada.
Covid sadece covid hastalarını öldürmedi, ameliyatları ertelenen hastaları da bu salgın öldürdü
Diğer verilere baktığımızda başarının daha büyük olduğu görülüyor. Birinci ve 2. dalgada Belçika’da hastaneler; normal hasta akışını durdurmuşlardı. Acil olmayan muayenler, acil olmayan ameliyatlar ertelendiği gibi, özellikle kanser hastalarının ertelenen ameliyatları nedeniyle yaşama umudu olan hastalar bu umutlarını ya ertelediler ya da erteleme nedeniyle tamamiyle hayatlarından oldular. 3. Dalgadan beri Belçika’da hastaneler bir taraftan normal hasta akışını yani korona dışında gerekli ameliyat, yoğun bakım tedavilerini gerçekleşirirken diğer taraftan da zorlu covid hastalarını tedavi ediyor. Bu çok önemli. Covid sadece covid hastalarını elimizden almadı, covid nedeniyle tedavi edilemeyen, ameliyatları ertelenen hastaların ölüm sebebi de bir yandan covid salgını oldu aslında. Olaya bu açıdan baktığımızda da 4. covid salgını karabasan gibi tepemize çökse de, hem aşı nedeniyle hastanede ve yoğun bakımda tedavi gören hasta sayısının azalması hem de covid dışı hastalara tedavi verilebiliyor olması anlamında başarılı bir mücadele veriliyor. Bu mücadeleye sorumlu yurttaşlar olarak destek olmak da görevimiz diye düşünüyorum. Aşı olmak, aşı olduğunuz halde maske, mesafe, el hijyeni, kapalı ortamlarda havalandırma ve özellikle 4. dalganın pik yapacağı son günlerde 2-3 hafta görüşülen kişi sayısını azaltmak bu mücadeleye büyük katkı sağlayacak. Aşı olmak konusunda hala ikna olmamış sorumlu yurttaşlar da en azından yukarda saydığım önlemlere sıkı sıkı uymakla ortak mücadelenin içinde yer alabilirler.
0 Comments