Memet…
Nederlandse versie van dit artikel: Memet
Foto: Jan Van Gorp
Karşı yaka memleket,
sesleniyorum Varna’dan,
işitiyor musun?
Memet! Memet!Karadeniz akıyor durmadan,
deli hasret, deli hasret,
oğlum, sana sesleniyorum,
işitiyor musun?
Memet! Memet!
Eski hayvanat bahçesindeki günlük yürüyüşüm bana şehrimizin gerçek bir kozmopolit olduğunu gösteriyor. Artık düzenli olarak Arapça konuşan insanlarla tanışıyorum. İngiliz tarzında tasarlanmış güzel şehir parkında rahatlayan bu insanlarla sohbete dalıyoruz. Aynı parkta eski Doğu Bloku ülkelerinden insanlarla da karşılaşıyorum ve Rus kübist mimarisi hakkında konuşuyoruz. Eski Doğu Berlin ya da Moskova’daki geniş caddelerle övünüyoruz. Doğa ve mimarinin eşsiz bütünleşmesi…
Geçenlerde Lena ile böyle tanıştım. Adını Liena olarak telaffuz ediliyor. Lena köpeğimize “Merhaba Luna” diyor ve biz de böylece konuşmaya başlıyoruz. Ona 1980’lerin başında, Başkan Brejnev’in ölümünden hemen sonra Moskova’yı ziyaret ettiğimi söylüyorum. Moskova’da mozolesini ziyaret ettiğim Vladimir İlyiç Lenin’in adının da Lena gibi telaffuz edilip edilmediğini soruyorum ama öyle olmadığını öğreniyorum. Lena, Rus filolojisi okusuğunu öğrenmemizin ardından konuşma; Dostoyevski, film yapımcıları Sergei Eisenstein ve Andrei Tarkovsky’ye dönüyor. Seksenlerin başında, şubat ayında, geceleri tek başıma Kızıl Meydan’da karda yürüdüğümü de anlatıyorum. Borshch, konukların şapkalarını ya da kırmızı yıldızlı berelerini vestiyerde bırakan yüksek rütbeli subaylar olduğun anlaşıldığı küçük bir restoranda yemek yemeye gitti.
Büyük Doğu Avrupa şehirlerine yaptığım bu ziyaretleri ne kadar da çok sevdim. Beni Brandenburg Kapısı’ndan ya da Weltzeituhr ile batıdan Alexanderplatz’a ayıran Doğu Berlin Unter den Linden’deki geniş caddeye ulaştıran geniş caddeler… Ve nasıl bir uluslararası bağlantı duygusu. Rus kitapçısının önünden geçtiğimde karıma romantik şair Eichendorff’un güzel resimli bir baskısını aldım.
Dünyanın dört bir yanından insanların şehrimize sığınması, bana diğerlerinin yanı sıra tek romanı ve son eseri Romantikler’de anlattığı büyük Türk şairi Nâzım Hikmet’in Moskova’da kalışını hatırlatıyor. Çeşitli Doğu Avrupa başkentlerinden Rus eşi Vera Tulyakova’ya gönderdiği kartpostallar. Moskova’nın güneybatısındaki Peredelkino’da yazdığı Karlı Kayın Ormanında şiirindeki melankoli… Ardından, en güzel şiirlerinden biri olan ve Karadeniz’e kısık gözlerle bakarak oğluna duyduğu özlemi anlatan ve o yürek dağlayan çığlığı: Memet, Memet.
Memet
Karşı yaka memleket,
sesleniyorum Varna’dan,
işitiyor musun?
Memet! Memet!
Karadeniz akıyor durmadan,
deli hasret, deli hasret,
oğlum, sana sesleniyorum,
işitiyor musun?
Memet! Memet!
0 Comments