Un avenir partagé, un passé partagé ?

Foto: © Bianca Goyens “Maintenant c’est à propos de toi, hein Mehmet?” Je n’avais pas de mauvaise intention mais cela n’a pas rendu le silence plus supportable par la suite. Je venais de parler avec conviction du XVIe siècle, en évoquant le sultan ottoman Soliman le Magnifique. La minute suivante, je regardais Mehmet, un enfant […]

DAĞDA ÜŞÜMÜŞ BULUT

Foto: Pixabay   Kimdi bu deli, çılgın kız? Uzun yıllar Hollanda’da yaşamış, konservatuvar mezunu olduğunu öğrendim. Böyle bir sesin, bir yeteneğin burada ne işi vardı? Ekmek parası işte… Daha sonraları tanış olduk. Ona;-sen Brüksel’in nilüfer çiçeğisin demiştim, gülüşüyle karşılık vermişti. Yıllar önce, bir akşam eşimle birlikte Brüksel’de bir restorana yemeğe gitmiştik. Sakin bir yerdi, kalabalık […]

FEZ

  Foto: Serge Demaere Ik weet het is een droombeeld. Maar laat mij de fez als een kleurelement in een donkere theaterzaal Weet je dat ik zelfs uitdrukkingen vermijd zoals İnşallah! vertelde mij de veertigjarige dichteres met de gebroken stem. Waarop ik haar beide handen omvatte, de dichteres recht in de ogen keek en haar […]

FES

  Foto: Serge Demaere Bunun bir hayal olduğunu biliyorum. Ama lütfen fesi karanlık bir tiyatro salonunda bir renk unsuru olarak kullanmama izin verin. “İnşallah gibi ifadelerden bile kaçındığımı biliyor musun? “ dedi, kırklarında kadın şair arkadaşım kırık sesiyle. Bunun üzerine onun ellerini tutup, gözlerinin içine bakarak; gelenekleri yok saymaması için yemin ettirdim. Öncesinde, hâlâ Osmanlı […]

Vie numérique

Au temps au sein duquel je suis née, ai grandi et vieilli… Les calendriers aussi ont besoin de botox, chérie! Avant que le monde ne s’arrête d’un coup, comme je courais pour le rattraper. Deux enfants dans mes jupes et un homme sur ma poitrine. Avec dans la tête l’inquiétude pour les dossiers en suspens, […]

DİJİTAL YAŞAM

İçine doğduğum, büyüdüğüm ve yaşlandığım zamana… Takvimlerin de botoksa ihtiyacı var bebeğiiim! Dünya böyle durmadan önce, ben o dünyaya yetişeyim diye çok koştum. Eteğimde iki çocuk, göğsümde bir adam. Aklımda bitmemiş dosyaların, cevaplanmamış soruların kaygısı, kırmızı ışıkların öfkesi, pişmemiş yemeğin kanlı eti… Hep erken çıktım ‘ev’den, hep geç kaldım ‘ev’e. Ama ilk defa soluğum kesilmiyordu. […]