SİHİR…
Nederlandse versie van dit artikel: Toverkunst
Foto: İranlı Kaligrafi Sanatçısı Parastou Forouhar’ın, Gent MSK’daki “Writtten Room”dan Mieke Debrabandere tarafından çekilmiştir.
Kadın şairden ayrıldığımda akşam oluyordu. “Üfürükçü kadınlara dikkat etmek gerek” diye okuyorum. ”Neden bana kara kadın diyorsun” diye sordu. Ona, “siyah büyü yapan kadınlara bu şekilde hitap edildiğini” açıkladım. Bir kahve fincanına baktı, bir bana dikti bakışlarını. Sihir sizinle kalan bir şeydir.
Yaz dönemlerinde gerçekleşen Fransa Bisiklet Turu’nda zamana karşı bisiklet yarışları , neden hep içimdeki melankoliyi uyandırıyor acaba? Yoksa, kırklı yaşlardaki kırık sesli kadın şairin, geleceğimi okuduğunda söyledikleri, bu muydu? İçtiğim Türk kahvesinin fincanını kapattığında, akşam olmuştu. Fincanın altındaki kahve telvesinin, fincanın iç yüzeyinde birikip, şekiller oluşturması için uzun süre beklemek zorunda kalmıştım. “ Büyük bir A harfi, görüyorum” demişti, Ege denizinden gelen şair kadın. “Ve taşlar, büyük taşlar. Bu taşları çabucak aşacaksın. Ama küçük bir çakıl taşı görüyorum. Bunu aşman o kadar kolay olmayacak.“
Foto: Jan Van Gorp
Melankoli… Henüz ben çok küçükken, İngiliz Bisikletçi Tom Simpson ölmüştü. Ama büyükbabamı hala ağzı açık, nefes nefese görüyorum. Yaz mevsimi. Televizyonda Fransa Bisiklet Turu. Büyükannem, arkasında her akşam açılması gereken , katlanır bir yatağın bulunduğu perdeyi açıyor. Yatağa yatmak ve kalkmak için, büyükannemin üzerinden tırmanmak zorunda kalan büyükbabam. Bu önemsiz yatak sanki duvarın bir parçası gibiydi. Yoksa bu melankoli, bir öğleden sonrayı dağ etaplarına bakarak geçirdiğim o zamanların, artık kaybedilmesinden mi kaynaklanıyor? Turun sonunda gölgeler, asfalt üzerinden dağ yamaçlarına mı düşüyor? Bu, yaz mevsiminin en yüksek noktasına ulaştığı ve yakında sonbahar zamanlarının başlayacağının mı işareti ? Yazın neden bu kadar çok insan ölüyor? Ve Fransa Bisiklet Turu, onların tutundukları son dal mı? Bu benim de mi kaderim olacak? Ve her tur ölüme biraz daha yaklaşmak mı?
Kadın şairden ayrıldığımda akşam oluyordu. “Üfürükçü kadınlara dikkat etmek gerek” diye okuyorum. ”Neden bana kara kadın diyorsun” diye sordu. Ona, “siyah büyü yapan kadınlara bu şekilde hitap edildiğini” açıkladım. Bir kahve fincanına baktı, bir bana dikti bakışlarını. Sihir sizinle kalan bir şeydir.
0 Yorum