Efkâr…
Nederlandse versie van dit artikel: Weemoed
Arabama binip, müziği açtığımda efkâr bir dalga halinde üzerime çullandı.
Türkiyeli sanatçı Zülfü Livaneli’nin şarkısı beni kendimden alıp, Karlı Kayın Ormanı’na götürdü.
Çok sevdiğim ve ona olan hayranlığım sayesinde Türkçe öğrenmeye başladığım Nazım Hikmet’in şiiri.
Ardenen Ormanı’nın ortasında, yuvarlanan yamaçlar üzerinde, sarkan çam dalları arasında arabayla ilerlerken,
müziğin ve şarkının sözlerinin içime işlemesine izin verdim.(Kendimi müziğin ve şarkının sözlerine bıraktım)
Karlı kayın ormanında
yürüyorum geceleyin.
Efkârlıyım, efkârlıyım.
Elini ver. Nerede elin?
“Neden Türkler çifte vatandaşlıklarına bunca sıkı sıkıya bağlı” diye sormuştu biri.
“Efkâr yüzünden” diye cevaplamıştım. Bir süredir Türk dili ve edebiyatını inceliyorum ve melankolinin, efkârın Türk şiirine ve müziğine duygu olarak kök salmış, adeta bir parçası olmuş olduğunu fark ediyorum.
Memleket mi, yıldızlar mı,
gençliğim mi daha uzak?
Flamanca’dan Türkçeye çeviri: Müjde Paralı Van Gorp
Foto Haydarpaşa Limanı: Jan Van Gorp
0 Comments