KORONAVİRÜS İLE YENİ DEMOKRASİ ARAYIŞI
Version française de cet article: POUR UNE NOUVELLE DEMOCRATIE A L’HEURE DE LA COVID
"Vicdan olmadan, bilgi sahibi olmak tehlikelidir. Vicdan ile sorgulamak ve düşünmek herkese öğretilmelidir. İşte o zaman huzurevlerinde veya kendi evlerinde ölen binlerce büyüğümüze, yaşlımıza sahip çıkabiliriz. Onlarla birlikte yaşam savaşı vererek, kaderimizi ve geleceğimizi paylaşabiliriz. Saygı ve hürmeti kuvvetlendiririz. Artık, “dün takvimde bitmiştir” bile. Bilesiniz ki, korona virüs ile yeni bir demokrasi arayışı başlamıştır."
Son 1 yıldır kişisel ve toplumsal yaşantımız çok üzücü, hatta depresif nesnelerle dolu olarak geçip gidiyor. Her birimiz nasibini alıyor. Birçoğumuz sessizce her kararı kabulleniyor. Bazıları ise baş kaldırmak, bağırmak istiyor. Bağırmak, verilmek istenen mesajın sesini bastırıyor, gücünü azaltıyor maalesef. Sakin ve anlamlı konuşalım ki sesimiz yerine, mesajımız duyulabilsin. İşte, bu yazımda aktüaliteyi bir başka açıdan kaleme alacağım.
Demokraside, olağan veya olağanüstü bir ortamda, yaşamımızın bir anlamı ve misyonu olmalıdır. Bir nevi insani görev söz konusudur. İşte bu görevi ne kadar yerine getiriyoruz sorusu ortadadır ! Yani kelimenin tam anlamıyla yaşam ile toplum içinde cereyan eden olayların “ince ve kalın noktalarını” araştırmak ve bunlara ulaşabilmek için cesaret gerekir. Maske polemiği, dışarı çıkma yasağı, yolculuk kısıtlamaları, aşı yaptırmak veya reddi gibi konulara bakış açımızı örnek verebilirim…
Günümüzde çaresizlik ve çözümsüzlük tek referans noktası sanıldığı için her şey gibi -özgürlüğümüze bile getirilen kısıtlamalarda- alınan her karar, yerinde olarak kabul ediliyor. Çaresizlik ve çaresizlik. İnsanın çaresiz kaldığında neyi umut ettiğini bilmemesi, bir kaostur.
Aslında her zaman bir umut vardır, yaşamın bir köşesinde. Kovidvari günümüz insanı, yok olmakla var olmak arasında büyük bir karmaşa yaşamaktadır. Aynı gençler ve yaşlılar arasındaki gibi.
Her birimiz anayasal hakları ve demokratik idealleri için direnmesini bilmeli. Önemli olan tek şey, her birimizin “insani ve dayanışma” değerlerinin taşıyıcısı olduğumuzu anlamasıdır. Ve de çaresizliğe, çözümsüzlüğe göğüs gererek -demokratik eşitlik içinde- yaşamayı bilmemiz, tek çıkış noktasıdır.
Belçika’da olduğu gibi tüm dünyada, korona virüs salgını ile şiddetle yeniden ortaya çıkan bencillik, egoistlik, anamalcılık, vesaire… almış başını gidiyor. Bu durum bizlere, değişime ne kadar gebe olduğumuzu tekrar hatırlatıyor. Okuma yazma seviyesi gittikçe yükselen bir dünyada, eğitimin güncelliği bir marifet değildir artık. Kalbi eğitmeden aklı eğitmek bir marifet değildir bence. Çağdaş eğitimi alçaltarak bu günlere gelindi.
Vicdan olmadan, bilgi sahibi olmak tehlikelidir. Vicdan ile sorgulamak ve düşünmek herkese öğretilmelidir. İşte o zaman huzurevlerinde veya kendi evlerinde ölen binlerce büyüğümüze, yaşlımıza sahip çıkabiliriz. Onlarla birlikte yaşam savaşı vererek, kaderimizi ve geleceğimizi paylaşabiliriz. Saygı ve hürmeti kuvvetlendiririz. Artık, “dün takvimde bitmiştir” bile. Bilesiniz ki, korona virüs ile yeni bir demokrasi arayışı başlamıştır.
0 Comments