PARC JOSAPHAT PARKI
Brüksel’in Schaerbeek/Schaarbeek Belediyesi’ndeki Türk Toplumu’nun ‘Eşekli Park’ olarak adlandırdığı Josaphat Park’ın gizemlerini, Belçika Turizm Rehberliği de yapan Ressam Nevzat Çopur’un kalemiyle yeniden tanımaya ne dersiniz?
Foto:www.1030.be
Şehir parkları, şehirlerde yaşayan insanların hayatlarında büyük bir öneme sahip.
Hayatın monotonluğundan ve stresinden kurtulmak için en etkili yol her zaman kendini doğanın kollarına bırakmaktır…
Doğa ile kaynaşmak, negatif enerjiyi toprağa aktarmak bu sayede mümkündür.Aynı zamanda bu parklar şehirlerin akciğerleridir. Örnek olarak Barselona’daki park Güell, Münih’teki Englischer Garten, New York’taki Central park, Londra’daki Hyde park Tokyo’daki Ueno park, Amsterdam’daki Vondelpark dünyanın en popüler şehir parklarından bazılarıdır. Brüksel’in Schaerbeek semtindeki Josaphat parkı da bu parklardan bir tanesidir.
JOSAPHAT PARKI İSMİNİ NERDEN ALDI?
Josaphat parkının tarihçesine bakacak olursak; 1574 yılında Kudüs’ten hacı olarak dönen bir Hıristiyan vatandaş, Kudüs’te gördüğü Josaphat isimli vadiye çok benzediği için Schaerbeek’teki parkın olduğu yerdeki vadinin ismini de Josaphat koyar. Josaphat ismi İncil’de adı geçen ve içerisinde zeytin bahçelerinin olduğu bir vadinin adıdır. 20. yüzyılın başlarında Schaerbeek Belediyesi Josaphat vadisine park yapmak için karar alır. O tarihte parkın olduğu vadinin içerisinde 170 hane bulunuyor. Belediye, burada oturan aileleri tahliye etmek girişiminde bulunur ama en büyük parselin sahibi olan Martha adında bir bayan çok yüksek bir miktar ister. Belediyenin verdiği miktarı kabul etmez…Ayrıca arsasında bulunan ağaçların kesilip satılarak elde edilen bedelinde tarafına ödenmesi şartını koşar.Bunun üzerine Kral II. Léopold bizzat kendisi gelerek bayan Martha ile pazarlık yapar. Sonuçta 12.000 Frank ödeyerek parselini ve ağaçları satın alarak Schaerbeek Belediyesi’ne bağışlar. Böylece ağaçlarda kesilmekten kurtulmuş olur. Josaphat Parkı’nın yapımı 1901 yılında başlar ve açılışı 1904 yılında gerçekleşir. Parkın mimari ve peyzaj düzenleyicisi Edmon Galoppin (1851-1919) 20 hektar üzerine kurulu bu park “Jardin à l’anglaise “ dediğimiz İngiliz tarzı bir park konumundadır. İngiliz tarzı park engebeli, inişli çıkışlı bir yapıya sahiptir. “Jardin à la française” Fransız tarzı park ise düz zemin üzerine geometrik şekillerin kullanıldığı tarzdır. Bu tarz aynı mimar tarafından Brüksel’de ki başka parklara da uygulanmıştır.
Parkın içerisinde olağanüstü güzellikte bitki türleri, 44 değişik ağaç türü, sera, piknik alanı, yürüme parkuru, mini golf ve futbol sahası bulunuyor. 1930 yılında inşa edilmiş okçu derneği üyelerinin kullandığı ve yaz, kış içecek servisinin yapıldığı “Buvette” hâlâ faaliyet göstermektedir.Park içerisinde bir diğer önemli mekân ise sütlü içeceklerin servis edildiği yer anlamına gelen “La laiterie” dir.2006 yılında yangında zarar gördüğü için yıkılıp yeniden inşa edilmiş ve tekrar 2018 yılında işletmeye açılmış.
EŞEK NEDEN SEMBOL OLMUŞ?
Parkın içinde 20. yüzyılda yaşamış o dönemin meşhur sanatçı, şair ve yazarlarının bronz ve mermerden yapılmış heykelleri var. Malbeek ırmağının beslediği göletler.
Efsanevi aşk çeşmesi “La Fontaine d’amour”.Parkın içerisinde barındırdığı evcil hayvanlar ördek, kaz, kuğu, tavuk, horoz, su kuşu, güvercin ve bir tarihi orijinal güvercinlik. Veee iki tane eşek…
Sizin de bildiğiniz üzere eşek Schaerbeek Bediyesi’nin sembolü. 19. Yüzyılda Schaerbeek’teki toprakların verimli olmasından dolayı günlük hayatta kullanılan eşeklerin sayısının insanların nüfusundan daha fazla olduğu iddia ediliyor.
Yine 19. yüzyılda çimentonun bulunmasıyla park süsleme ve dekorasyonlarında moda haline gelen “Rocailles” dediğimiz ilk bakışta taş veya kaya görünümünde olan çimentodan ağaç gövdesi ve dal formu verilmiş bank, oturma yerleri, masalar, köprü, şelale ve mağara, parka rustik bir hava vermektedir.
JOSAPHAT’TA KÜLTÜREL AKTİVİTELER
Josaphat parkında her yıl olduğu gibi ilkbaharla birlikte kültürel aktiviteler başlar.
Schaerbeek, kirazı ve kirazlı birasıyla meşhurdur. Bu özelliğinden dolayı her yıl haziran ayının son pazar günü geleneksel kiraz festivali kutlanır. Festivalde en önemli etkinlik ağızla kiraz çekirdeği fırlatma yarışması. 14 metrelik rekor şimdiye kadar hâlâ kırılamadı. Park içerisinde, Fransızca “Kiosque à musique” dediğimiz, müzik konserlerinin yapıldığı sahne, 1925 yılında inşa edilmiş ve günümüze kadar binlerce konsere ev sahipliği yapmış. Tüm yaz boyunca halka açık ve ücretsiz olan açık hava müzik konserleri değişik kültürlerden olan insanları bir araya getirip
kaynaştırmakta… Ailenizle veya dostlarınızla gelip eğlenip, dans edebileceğiniz çok güzel bir ortam… Latin Amerika, Jazz, Soul, Blues gibi tüm dünya müziklerini dinleyip eğlenme şansına sahipsiniz.
Josaphat parkı sınırları içerisinde olan Crossing Stadyumunda 1984 yılında Amerikalı ünlü şarkıcı Bob Dylan’ın 20.000 kişiye verdiği hâlâ unutulmayan konserler arasında.
Parkta en çok beğendiğim heykeller arasında pembe taştan yapılmış, çocuğunu emziren anne heykeli “Maternité” 1951 yılında Schaerbeek belediyesine tahsis edilmiş. “Heykeltraş Maurice de Korte”.
Ağaç tepelerine bakan oduncu heykeli ise, 1895 yılında yapılmış. Heykeltraş “Bernard Verbeyst”. Bir diğer önemli sanat eseri de I. Dünya şavaşında Alman nazileri tarafından 1915 yılında kurşuna dizilen Schaerbeek doğumlu mimar Philippe Baucq’un anısına 1974 yılında dikilmiş. Heykeltraş “Jacques Nisot “.
Oturduğumuz yere yakın olmasından dolayı hemen hemen haftada birkaç kere yürüyüş yapmak ve temiz hava almak için gittiğimiz bu park, yazın insanların akınına uğruyor. Piknik yapmak, güneşlenmek, yürümek için Brüksel’de oturan Türk toplumu tarafından da tercih edilip beğenilen bir park, Josaphat Parkı.
0 Comments